Afrika'dan gelen sıcak hava dalgaları, yıllardır alıştığımız yaz sezonunu bambaşka bir hale dönüştürdü. Geleneksel olarak yoğun bir ticaret dönemi olarak bilinen yaz ayları, bu yaz itibarıyla birçok küçük esnaf için adeta bir kabusa dönüştü. Özellikle sıcaklıkların giderek artması ve bu durumun sürdürülebilir olmaması, birçok dükkân sahibinin ciğerlerini dağlayan bir kararla karşı karşıya kalmasına neden oldu: Dükkanlarını kapatmak. Bu karar, sıcaklıkların yaşam alanlarını tehdit eden boyutlara ulaşması sonucu yaşandı.
Son yıllarda hava koşullarının giderek daha da aşırı hale gelmesi, özellikle de Afrika’dan gelen sıcak hava dalgaları nedeni ile yaşanan bu olgu, birçok sektörü derinden etkilemekte. Dükkan sahipleri, aşırı sıcakların hem müşteri sayısını düşürmesinden hem de sıcak hava koşullarının çalışma ortamlarını yaşanmaz hale getirmesinden dolayı dükkanlarını kapatma yoluna gittiler. Tarım, gıda, tekstil ve daha birçok sektörde yüzlerce küçük işletme, bu yaz aylarında bekledikleri satış rakamlarını göremedi. Birçok esnaf, hem psikolojik hem de maddi olarak bu durumun etkilerini derin bir şekilde hissediyor. Bu yaz, halkın alışveriş yapmak için dışarıya çıkmak istememesinin yanı sıra, sıcakların iş yapabilme yetisini de düşürdüğü gözlemleniyor.
Dükkanlarını kapatan esnaf, sadece maddi kayıplarla değil, aynı zamanda ekonomik istikrarın da sarsılmasıyla yüz yüze kalıyor. Türkiye genelinde bu durumun yarattığı işsizlik oranı ise ciddi merak konusu. Dükkanını kapatan her esnaf, sadece kendi ekonomik durumunu değil, çalıştıkları tedarikçilerden aldıkları ürünlerin de satışını etkiliyor. Bu yaz aylarında yaşanan dükkan kapatma durumları, esnafın yanı sıra tedarikçi firmaları da zor bir duruma soktu. Çünkü her bir kapalı dükkan, tedarik zincirinde bir boşluk anlamına geliyor. Kısa vadede küçük işletmeleri yıkıcı bir şekilde etkileyen bu durum, uzun vadede ekonomik büyümeyi nerelere götürecek sorusu kafalarda ciddi soru işaretleri oluşturuyor.
Afrika sıcaklarının getirdiği bu olgu; esnafın ve halkın alışveriş alışkanlıklarını da olumsuz etkiledi. Uzun süredir yaşadığımız bu problem, sadece yaz aylarında değil, kış aylarında da benzer etkilerin görülmesiyle gündemi meşgul etmeye devam edecek. Sıcak hava dalgalarının dünya genelindeki etkileri göz önünde bulundurulduğunda, bu tip iklim değişikliği yaşayan bölgelerde, sosyo-ekonomik yapının ne denli kırılgan olduğu bir kez daha gözler önüne seriliyor.
Afrika sıcaklarının, yayınlarını kapalı tutan işletmelerin yeniden aktif hale gelmemesi, beklenmedik bir sonuç olarak karşımıza çıkıyor. İklim değişikliği ve çevresel faktörlerin günden güne artan etkisi, iş dünyasında çaresiz kalan birçok insana gerçek bir korku salıyor. Esnaflar, gelecekte sıcak hava dalgalarının daha da sık yaşanacağını bilmenin verdiği kaygıyla, dükkanlarını yeniden açmak konusunda temkinli adımlar atma yolunu seçiyorlar. Ekonomik istikrarlarını kaybetmemek için çeşitli stratejiler geliştiren esnaflar, destek olmaması durumunda daha da zor günlerin kapıda olduğunu fark ediyorlar.
Sonuç olarak, Afrika sıcaklarının ülkemizde yarattığı etkinin derinliği, esnafın kapalı dükkanlarından ilerleyen ekonomik sonuçlarına kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor. Hava koşullarının tahmin edilemez hale gelmesi ve bu durumun iş yapmayı zorlaştırması, esnafı ve halkı düşündüren bir diğer unsuru oluşturuyor. Bu felaketin üstesinden gelebilmek için ne gibi adımlar atılabileceği ise şu anda ateşle oynamak gibidir. Doğa ile olan dengenin yeniden nasıl sağlanacağı ise belirsizliğini koruyor. Esnaf, bu beklenmedik yaz sıcakları ile başa çıkabilmek için ne yapabileceğini düşünürken, toplum da bu sıkıntının farkında olarak bir çözüm arayışında. Bakalım, mevsim normallerinin dışına çıkan bu durum karşısında ne gibi stratejik adımlar atılacak? Cevaplar, zamanla netlik kazanacaktır.