Son yıllarda Suriye, hem uluslararası politika hem de askeri stratejiler açısından büyük bir mücadele alanı haline geldi. Ülkede süregelen savaş, pek çok uluslararası gücün çıkarlarını çarpıştırdığı bir battaniye etkisi yarattı. Bu karmaşanın en önemli figürlerinden biri, kuşkusuz Rusya'nın lideri Vladimir Putin. Putin’in Suriye'deki Esad yönetimine olan desteği, yalnızca askeri bir yardım değil, aynı zamanda bölgesel bir istikrar arayışının da göstergesi. Peki, Putin neden Esad’ı bir türlü Suriye'ye bırakmıyor? İşte bu sorunun yanıtını aradığımız detaylı incelememiz.
Rusya ile Suriye arasındaki ilişkiler, 1970'li yıllara kadar uzanıyor. Sovyetler Birliği döneminde, Suriye, Orta Doğu'daki stratejik bir müttefik olarak öne çıkmıştı. Bu tarihsel bağlar, günümüz Rusya'sında da geçerliliğini koruyor. Putin, Esad’a verdiği destekle hem tarihsel müttefikliğini sürdürüyor hem de Amerika Birleşik Devletleri'nin Orta Doğu'daki etkisini dengelemeye çalışıyor. Suriye, Rusya için bir askeri üs niteliği taşıyor. Hmeimim Havaüssü, Rus ordusunun Orta Doğu'daki operasyonları açısından kritik bir öneme sahip. Bu durum, Kremlin’in Esad'ı destekleme kararını yalnızca siyasi değil, askeri bir zorunluluk haline getiriyor.
Son dönemde Esad’ın kontrolü altındaki alanların genişlemesi, Rusya'nın bu bölgedeki nüfuzunu artırma stratejisinin bir parçası olarak görülebilir. Esad yönetiminin yeniden inşası ve Suriye'deki ekonominin toparlanması da büyük ölçüde Rusya'nın desteklediği projelerle mümkün olmaktadır. Dolayısıyla Putin, Esad’ın iktidarda kalmasını sağlamanın ötesinde, Suriye’nin yeniden şekillendirilmesinde de aktif bir rol almak istemektedir.
Putin’in Esad’a olan desteği, yalnızca Rusya'nın çıkarlarıyla sınırlı değil; aynı zamanda uluslararası güçlerin ve aktörlerin Suriye üzerindeki etkisi ile de yakından ilişkilidir. ABD, Avrupa Birliği ve bölgedeki diğer ülkeler, Esad yönetiminin meşruiyetine karşı durmakta ve bu durumu Suriye’nin istikrarı için bir tehdit olarak görmekte. Bu nedenle, Putin’in bu dengeyi koruma çabaları, uluslararası ilişkilerdeki dinamikleri de etkilemektedir.
Buna ek olarak, Suriye’deki yerel güçlerin, milislerin ve terör örgütlerinin varlığı, Rusya'nın durumunu daha da karmaşık hale getiriyor. Esad'ın iktidarı sürdürmesi, bu grupların kontrol altına alınmasını daha da kolaylaştırabilir. Putin, bu tehdidi bertaraf etmek için Esad ile güçlü bir iş birliği içinde kalmayı tercih ediyor. Fakat bu, uzun vadede bölgedeki diğer güçlerin müdahale hakkını sorgulamasına yol açabilir. Bu da Suriye’nin geleceği için yeni çatışma senaryolarına kapı aralayabilir.
Putin’in Esad’a olan desteğinin arkasındaki nedenleri ve bunun olası sonuçlarını değerlendirdiğimizde, Suriye'deki durumun sıradan bir iç savaş ya da mücadelenin ötesine gittiğini görebiliriz. Bu, uluslararası güçlerin birbirleriyle olan ilişkilerinin bir yansıması ve yeni bir dünya düzeninin inşasının bir parçası olarak da okunabilir.
Ayrıca, Suriye'deki gelişmelerin bölge ülkeleri üzerindeki etkileri de göz ardı edilmemelidir. Türkiye, İran ve diğer komşu ülkeler, Suriye'deki durumu kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmeye çalışıyor. Bu da, bölgedeki jeopolitik dengelerin sürekli olarak değişkenlik gösterdiği anlamına geliyor.
Kısacası, Putin’in Suriye'deki Esad yönetimine olan desteği, hem tarihsel hem de stratejik nedenlerle derin bir bağ kurulmuş bir müttefiklik üzerine inşa edilmiştir. Bu bağ devam ettikçe, uluslararası dengelerdeki değişikliklerin ve çatışmaların etkisi de Suriye'nin geleceğini belirleyecek anahtar faktörlerden biri olmaya devam edecektir. Gelecek senaryoları açısından, Putin’in Esad'ı bırakmadığı sürece, Suriye’deki savaşın dinamiklerinin değişmeyeceği ve belirsizliklerin süreceği düşünülmektedir.