Türkiye ekonomisi son dönemlerde pek çok zorlukla karşı karşıya kalırken, özellikle kapanan şirket sayısındaki artış toplumda büyük bir endişe yaratıyor. 2023 yılının ilk yarısına damgasını vuran bu durum, işsizlik oranlarının yükselmesine, istihdamda belirsizliklere ve genel ekonomik güvenin sarsılmasına sebep olmakta. Ülkenin ekonomik yapısında önemli bir yer tutan küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) kapanması, sadece ekonomik kayıplara değil, aynı zamanda sosyo-ekonomik dinamiklerdeki değişimlere de yol açıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2023 yılının ilk altı ayında kapanan şirket sayısı, bir önceki yıla göre %15 oranında bir artış gösterdi. Özellikle küçük ölçekli işletmelerin, artan maliyetler ve pahalılık nedeniyle ayakta kalmakta zorlandığı gözlemleniyor. Yüksek enerji maliyetleri, artan hammadde fiyatları ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar, şirketlerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri için karşılaştıkları en büyük engeller arasında yer alıyor. Ekonomistler, bu durumun, Türkiye’deki iş ortamının karmaşıklığı ve belirsizliği ile birleştiğinde daha da zorlaştığını vurguluyor.
Kapanan şirket sayısındaki artış, ekonomik güven duygusunu da olumsuz etkiliyor. Girişimciler, şirket açmayı ve yatırımlarını artırmayı ciddi şekilde düşünürken, kaygılar artıyor. Piyasa belirsizlikleri, iç talepte azalma ve istihdamda yaşanan daralmalar, pek çok girişimcinin işine son verme kararı almasına neden oluyor. Üstelik, ülke genelinde pek çok sektörde mali tasarrufların devreye girmesi, mevcut işletmelerin de yatırım yapma isteklerini azaltmakta.
Sonuç olarak, kapanan şirket sayısındaki artış, sadece ekonomik verileri etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda bireylerin günlük yaşamlarını da doğrudan etkiliyor. Çalışanlar, işlerini kaybetme korkusuyla daha az harcama yapmaya ve bütçelerini sıkı tutmaya başlıyor. Bu durum, ülke genelinde bir durgunluk riski yaratıyor ve ekonominin geleceği açısından önemli bir tehdit teşkil ediyor.
Bununla birlikte, hükümetin ekonomik istikrarı sağlamak için attığı adımlar, şirketlerin yeniden hayat bulması için elzem görünmekte. Altyapı yatırımları, istihdam teşvikleri ve KOBİ’lere yönelik destek programları, piyasayı canlandırma potansiyeline sahip. Peki, bu adımlar yeterli olacak mı? Türkiye'nin ekonomik geleceği için daha ne gibi önlemler alınmalı? Alınan önlemler, kapanan şirket sayısını azaltmak ve ekonomik canlanmayı sağlamak açısından yeterli mi? Bu sorular, ekonomistlerin ve girişimcilerin gündemini meşgul ediyor.
Özetle, kapanan şirket sayısındaki artış Türkiye'de sadece bir ekonomik sorun değil, aynı zamanda toplumsal bir mesele. Hükümetin ve iş dünyasının, bu durumu tersine çevirmek için birlikte hareket etmesi şart. Aksi halde, kapanan şirket sayısının artışı, işsizlik oranlarının yükselmesine ve ekonomik belirsizliğin derinleşmesine yol açmaya devam edecektir.